Hristiyanlıkta ahiret nasıldır? Hristiyanlıkta ölümden sonra yaşam nasıldır? Sohbet etmek olacak mı, bizi nasıl bir hayat bekliyor?
Öncelikle, soruyu soran değerli kardeşimize teşekkür ediyoruz.
Hristiyanlar ölümün varoluşumuzun sonu olmadığına inanırlar. Bu, Hristiyanların yakın bir arkadaşı veya akrabası öldüğünde keder ve kayıp acısından bir şekilde muaf oldukları veya etkilenmedikleri anlamına gelmez. Ancak, bildiğimiz şekliyle yaşam ve ölümün ötesinde ebedi bir şeye umutları olduğu anlamına gelir. Ve bu umut onları bu kadar zor zamanlarda ayakta tutar. Bu umut, gerçektir. Gündelik hayatlarımızda buna şahidiz, tanıklarıyız.
"Eğer Mesih'in ölümden dirildiği duyuruluyorsa, nasıl oluyor da aranızda bazıları ölüler dirilmez diyor? Ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir. Mesih dirilmemişse, bildirimiz de imanınız da boştur. Bu durumda Tanrı'yla ilgili tanıklığımız da yalan demektir. Çünkü Tanrı'nın, Mesih'i dirilttiğine tanıklık ettik. Ama ölüler gerçekten dirilmezse, Tanrı Mesih'i de diriltmemiştir. Ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir. Mesih dirilmemişse imanınız yararsızdır, siz de hâlâ günahlarınızın içindesiniz. Buna göre Mesih'e ait olarak ölmüş olanlar da mahvolmuşlardır. Eğer yalnız bu yaşam için Mesih'e umut bağlamışsak, herkesten çok acınacak durumdayız." (1.Korintliler 15:12-19)
Diriliş
"Kardeşler, şunu demek istiyorum, et ve kan Tanrı'nın Egemenliği'ni miras alamaz. Çürüyen de çürümezliği miras alamaz." (1. Korintliler 15:50)
İsa Mesih'e iman eden bir kişi, Tanrı'nın Egemenliğine (cennete) girecektir. Fakat bazı inançlarda yer alan cinsel ilişkiler, şaraplar ve benzeri dünyasal, nefsani zevkler orada olmayacaktır. Yukarıdaki ayeti tekrar okuyalım.
Bu, dirilen insanların fiziksel form veya özden yoksun hayaletler veya ruhlar olacağımız anlamına gelmez. Kutsal Kitap'ın bize öğrettiği şey, cennette Tanrı ile yaşam için özel olarak tasarlanmış yeni bir beden alacağımızdır:
"Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir." (1. Korintliler 15:53)
Reenkarnasyon'a inananlara gelince, İncil bu konuda açık ve nettir:
"İnsanın bir kez ölmesi, sonra da yargılanması kaçınılmaz olduğu gibi, Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi." (İbraniler 9:27)
Sonsuz Yaşam İçin Ne Yapmalıyım?
İnsanlar çok ahlaklı davranarak, iyi işler yaparak veya çok dindar olduklarını düşündükleri şekillerde davranarak Tanrı'ya ulaşmaya çalışırlar. Ancak İncil, hiç kimsenin kendi çabalarına dayanarak Tanrı ile sonsuzluğu geçirmeye layık olmadığını öğretir. Aslında, kendi çabalarımıza dayanarak cennete gitmeye çalışmak aslında İncil'in günah olarak adlandırdığı sorunun bir parçasıdır. "Cenneti satın almak" demektir bu hareket. "Ben günde şu kadar ibadet edeyim, cenneti ver." kafası, alışveriş yapalım demektir. Günahı ve Tanrı'nın varlığını basitleştirmek demektir.
Peki günah sorununu çözmek için neden İsa'ya ihtiyacımız var?
Hristiyanlar bunun nedeninin hepimizin kendi yolumuza gitmeyi veya Tanrı'ya isyan etmeyi seçmemiz ve bu nedenle sonsuza dek O'nunla cennette olmayı hak etmememiz olduğuna inanırlar. Cennete giden yolu kazanmaya veya kendinizi cennet için yeterince iyi kılmaya çalışmak, esasen kendi tanrınız olma girişimidir. İnsanlar en iyi çabalarına rağmen kusurlu kalırlar.
Çünkü Tanrı mükemmeldir, kusurlu insanlar mükemmelliğini bozmadan cennette O'nunla sonsuzluğu geçiremezler. Sadece mükemmel bir Tanrı kusurlu insanları tekrar mükemmel kılabilir. Bunu, İsa Mesih'in kişiliğinde dünyaya gelerek, mükemmel bir hayat yaşayarak ve tüm insanlar adına ölerek yaptı, böylece insanlar O'nun aracılığıyla cennette Tanrı ile beraber olabilir.
İnsanlar İsa'yı Tanrı'ya giden tek yolları olarak kabul ettiklerinde, onlara Mesih'in doğruluğu verilecek, böylece Tanrı ile sonsuzluğu geçirebilecekler. İsa'yı reddedenler Tanrı'yı reddederler. Çünkü İsa Mesih, Tanrı'dır.
Cennet Tanrı ile sonsuzluk olduğundan, O'nu reddetmek onların sonsuza dek Tanrı'dan ayrı kalacakları anlamına gelir. "Ben seninle cennette olmak istemiyorum." demektir.
Öldükten Hemen Sonra Ne Oluyor?
İsa çarmıha gerildiğinde, her iki yanında çarmıha gerilen iki suçlu vardı. Luka 23:42-43, bu suçlulardan biriyle İsa arasındaki bir konuşmayı anlatır:
"Sonra, “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” dedi. İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi." (Luka 23:42-43)
İsa'nın bahsettiği cennet, Tanrı ile ilişkisi olan insanların öldükten hemen sonra gittikleri yerdir.
Cennet genellikle "yeni yaratılış" veya "yeni cennet ve yeni dünya" olarak anılır. Son gidilecek yer orasıdır.
Yargı Günü (Kıyamet)
İncil, tüm insanların hayata geri döneceği ve diriltileceği, yargılanmak üzere Tanrı'nın önünde duracağı bir zamanı anlatır. Bu genellikle yargı günü olarak adlandırılır.
"Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, insanları birbirinden ayıracak." (Matta 25:32)
Tanrı'nın Standartı Ne? Cennete Girmek İçin Ne Kadar İyi Olmak Gerekir?
Anahtar soru şudur: Yargı gününde standart ne olacak? Cennete gitmek için ne kadar iyi olmanız gerekiyor?
Birçok insan, iyi işlerinizin kötü işlerinizden daha ağır bastığı veya iyi bir çaba gösterip çok kötü bir şey yapmadığınız sürece cennete gideceğinizi düşünür. Terazi var zanneder. Gerçekte, Tanrı'nın standardı çok daha yüksektir. O mükemmellik ister. Ancak:
"Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı." (Romalılar 3:23)
Herkes gerisinde kaldığına göre, biri nasıl cennete gidebilir? Cevap bir sonraki ayettedir:
"İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar.." (Romalılar 3:24)
Hiç kimse kendi çabalarıyla yargı gününde mükemmellik standardına ulaşamaz, ancak Tanrı insanların sonsuzluğu O'nunla geçirmeleri için bir yol açtı. İsa bizim yaşayamayacağımız mükemmel bir hayat yaşadı, sonra bizim yerimize öldü ve Tanrı'ya karşı isyanımız için hak ettiğimiz cezayı üstlendi.
Hiç kimse kendini mükemmel kılamaz; bunu yalnızca Tanrı yapabilir:
"Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa'ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı.
Öyleyse neyle övünebiliriz? Hiçbir şeyle! Hangi ilkeye dayanarak? Yasa'yı yerine getirme ilkesine mi? Hayır, iman ilkesine. Çünkü insanın, Yasa'nın gereklerini yaparak değil, iman ederek aklandığı kanısındayız." (Romalılar 3:25-28)
Hristiyanlıkta Cennet
"Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim'in gökten, Tanrı'nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”
Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. Sonra, “Yaz!” diye ekledi, “Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.” Bana, “Tamam!” dedi, “Alfa ve Omega, başlangıç ve son Ben'im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız su vereceğim. Galip gelen bunları miras alacak. Ben onun Tanrısı olacağım, o da bana oğul olacak." (Vahiy 21:1-7)
Cennet, Tanrı'nın varlığının olduğu yerdir. (bkz. Yuhanna 14, ayetler 1-6)
Cennet, sadece ‘iyilerin’ ödüllendirildiği bir yer değil, aynı zamanda Tanrı’nın merhameti, bağışlaması ve sevgisi (ve özellikle İsa Mesih’in çarmıhta insanlar için kazandığı bağışlama) aracılığıyla, O’nunla sonsuza dek yaşama girebileceğimiz bir ortamdır.
O, cennetin kendisidir ve güzelliğinin, gerçeğinin ve ışığının kaynağıdır. Cennet Tanrı'nın olduğu yerse, o zaman uzay veya zaman kısıtlamalarıyla sınırlı değildir. Sonuç olarak, cennette bir 'çağımız' yoktur: ne yaşlanırız ne de gençleşiriz. Tanrı'yla hayatı paylaşırız, yeryüzünde bir ölçüde Tanrı'yı deneyimlememiz mümkündür ve oluyor da ancak cennette bu tamamlanır.
Kardeşimizin sorusu "Sohbet olacak mı?" Evet, sohbet olacak. Paydaşlık olacak. Fakat dünyevi tutkular (cinsellik, alkol gibi) olmayacak. Çünkü buna ne ihtiyacımız ne de isteğimiz olacak.
Hristiyanlıkta Cehennem
Cehennem fikri ortaçağ sanatında ve edebiyatında önemli bir yer tutsa da, İncil'de bununla ilgili şaşırtıcı derecede az şey vardır. İsa, cehennemden, Kudüs dışındaki bir vadide bulunan temizleyen ve arındıran ateşin yeri olan Gehenna (Hinnom Vadisi) olarak bahsetmiştir. Bu onun burayı bozuk, kirli veya kötü olanın yok edileceği bir yer olarak bahsetmesi anlamındadır.
Elbette İncil, kötülüğe amansızca bağlı olan ve Tanrı'nın sevgisine direnen bazı kişilerin kendilerini böyle bir yerde bulabilecekleri olasılığını anlatır.
Cennetten dışlanma, aslında 'cehennem'dir, çünkü eğer Tanrı tüm iyiliğin kaynağıysa, o zaman onun huzurundan dışlanmak veya kendimizi dışlamak, iyiliğin kendisinden dışlanmaktır.
Cehennem, Şeytan ve cinlerin acı çekeceği yer olarak vardır. Fakat bazı insanlar, maalesef ki bilerek veya bilmeyerek orada olmak istiyor.
"Onları saptıran İblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence çekeceklerdir." (Vahiy 20:10)
Hepimiz bir dereceye kadar yanlış veya Tanrı'nın yasasına göre kötü olduğunu bildiğimiz şeyler yaparız ve Tanrı'yı takip etmek yerine kendi yolumuza gitmeyi seçeriz.
Ancak Tanrı, tüm yaptıklarımızdan bağışlanmak için İsa aracılığıyla bir yol açmıştır. İsa'nın fedakarlığı yani kurbanı olmadan, her kişi kendi seçimlerinden sorumludur ve sonuç olarak mükemmel bir Tanrı ile sonsuzluğa girmek için asla yeterince iyi olmayacaktır.
Şükürler olsun ki, Tanrı yanlışlarımızı silebilir ve insanları kendisiyle sonsuzluğa layık kılabilir. İsa'ya güvenirsek yeni bir hayata diriltileceğiz.
"Mesih'le birlikte dirildiğinize göre, gökteki değerlerin ardından gidin. Mesih orada, Tanrı'nın sağında oturuyor. Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün. Çünkü siz öldünüz, yaşamınız Mesih'le birlikte Tanrı'da saklıdır. Yaşamınız olan Mesih göründüğü zaman, siz de O'nunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz." (Koloseliler 3:1-4)
Şimdi Yapmamız Gereken Şey...
Hristiyanlığın İncil'i (Müjde, İyi Haber, Sevindirici Haber anlamına gelir), Tanrı'nın bizi o kadar çok sevdiğidir ki, hak ettiğimiz cezayı ödemek için biricik Oğlu İsa Mesih'i göndermeye razı olmuştur. Kendi Söz'üne beden aldırmıştır, bizim için kendini insan bedeninde feda etmiş ve bizim çekmemiz gereken cezayı kendi üstlenmiştir.
İncil'deki en bilinen ayetlerden biri olan Yuhanna 3:16 bunu açıklar: "Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun."
Sevgi kavramı, sonsuz cehennem fikriyle çelişkili görünebilir. Sevgi dolu bir Tanrı insanları nasıl cehenneme gönderebilir?
İncil, Tanrı'dan ayrı bir hayat yaşama kararımız, "Ben Tanrı'dan daha iyi biliyorum." dememiz nedeniyle Tanrı'dan sonsuz ayrılığı hak ettiğimizi söyler. Yaratılış'ta okuduğumuz Adem ve Havva hikayesinin bu kadar önemli olmasının nedeni budur. Yasak meyveyi (yani kötü olmayı da bilmeyi) yemeyi seçtiler çünkü bunun kendilerine Tanrı ile eşitlik sağlayacağını düşünüyorlardı. Eylemlerinin sonucu, dünyaya ölümün gelmesiydi.
Dünyevi hayatınızı Tanrı'dan ayrı yaşamayı seçmenin doğal sonucu, Tanrı'nın bu seçime saygı duyması ve sizi kendisiyle geçireceğiniz sonsuzluğa getirmemesidir.
İsa'nın ölümü günahlarımızın bedelini ödedi ve Tanrı ile tasarlandığımız ilişkiye geri dönmemiz için bir yol yarattı. İsa ebedi kaderimizi değiştirdi, ancak yine de ebedi varış noktamızı kendimiz seçeriz. Yaşamı, ya da ölümü...
Son iki ayetle yazımızı noktalamak istiyorum:
"Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz. Şimdi bilgim sınırlıdır, ama o zaman bilindiğim gibi tam bileceğim." (1. Korintliler 13:12)
"İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz." (Vahiy 3:20)