Hz. Meryem kimdir? Hristiyanlığa göre Meryem Ana kimdir? Hz. Meryem'in önemi nedir?
Öncelikle, soruyu soran değerli kardeşimize teşekkür ediyoruz. Hazırladığı proje ödevine ufak bir katkıda bulunabiliyorsak, bizim için ne mutlu.
Annelik zaten en zor işlerden biri, peki İsa'nın annesi Meryem olmanın ağırlığını hayal edebiliyor musunuz? Peki neden Tanrı tarafından bu rol için bizzat seçildi? Meryem'den annelik hakkında neler öğrenebiliriz ve onunla nasıl özdeşleşebiliriz? Erkek veya kadın bir birey olarak, Hz. Meryem'in hayatından öğrenebileceklerimiz neler? Birlikte bakalım:
Hz. Meryem, İncil'in Elçilerin İşleri bölümünde, "..İsa'nın annesi Meryem..." olarak anılır (Elçilerin İşleri 1:14), bu bölümde örneğin inananların topluluğuna katılır ve havarilerle birlikte dua eder. Yuhanna bölümü, Meryem'den adıyla bahsetmez, ancak Kana'daki düğün (Yuhanna 2:1-11) ve çarmıha gerilme sırasında çarmıhın yanında durma (Yuhanna 19:25-27) anlatımında "İsa'nın Annesi" olarak bahseder.
Hz. Meryem'in Çağrısı
Korkmuş ve sıkıntılı olan Meryem, kendisini melek Cebrail'in huzurunda, onun duyurusunu ve vereceği haberi dinlerken buldu. Dünyanın en inanılmaz haberini duymayı asla bekleyemezdi: Bir çocuk, onun aracılığıyla doğacaktı ve bu çocuk Mesih'in kendisiydi. Kurtarıcıya nasıl gebe kalacağını kavrayamasa da, Tanrı'ya alçakgönüllü bir inanç ve itaatle karşılık verdi.
Meryem'in çağrısı büyük bir onur taşısa da, aynı zamanda büyük bir acı da gerektirecekti. Doğumda ve annelik süreci acılı olacaktı, ayrıca Mesih'in annesi olma ayrıcalığında acı olacaktı.
"Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail'i Celile'de bulunan Nasıra adlı kente, Davut'un soyundan Yusuf adındaki adamla nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryem'di. Onun yanına giren melek, “Selam, ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir” dedi.
Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona, “Korkma Meryem” dedi, “Sen Tanrı'nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine ‘Yüceler Yücesi'nin Oğlu’ denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir.”
Meryem meleğe, “Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki” dedi.
Melek ona şöyle yanıt verdi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek. Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur.”
“Ben Rab'bin kuluyum” dedi Meryem, “Bana dediğin gibi olsun.” Bundan sonra melek onun yanından ayrıldı." (Luka 1:26-38)
Hz. Meryem'in İmanı
Melek, Luka 1:28'de Meryem'e Tanrı'nın lütfuna eriştiğini söyledi. Bu ifade, Meryem'e Tanrı tarafından çokça lütuf veya "hak edilmemiş bir lütuf" verildiği anlamına geliyordu. Tanrı'nın lütfu olsa bile, Meryem yine de çok acı çekecekti.
Kurtarıcı'nın annesi olarak çokça onurlandırılacak olsa da, ilk olarak evli olmayan bir anne olarak rezilliği tadacaktı. Nişanlısını neredeyse kaybedecekti. Sevgili oğlu reddedildi ve acımasızca öldürüldü. Meryem'in Tanrı'nın planına boyun eğmesi ona pahalıya mal olacaktı, yine de Tanrı'nın hizmetkarı olmaya istekliydi.
Tanrı, Meryem'in imanı güçlü bir kız olduğunu biliyordu. O, İsa'nın tüm hayatı boyunca -doğumundan ölümüne kadar- yanında olan tek insandı. Cesaretle, Müjde uğruna emek harcadı.
İsa'nın insan bedenini bebeği olarak doğurdu ve Rab'bi, Tanrısı ve Kurtarıcısı olarak insan bedeninin ölmesini izledi. Meryem ayrıca Kutsal Yazıları da biliyordu. Melek göründüğünde ve bebeğin Tanrı'nın Oğlu olacağını söylediğinde, Meryem, "Ben Rab'bin kuluyum.. bana dediğin gibi olsun" diye cevap verdi. (Luka 1:38) Eski Ahit'te Mesih'in geleceğine dair ayetleri biliyordu, çünkü Yahudi'ydi.
Hz. Meryem'in Yaşadığı Zorluklar
Meryem genç, fakir ve kadındı. Bu nitelikler, o dönemde zorluk demekti. Ancak Tanrı, Meryem'in güvenini ve itaatini gördü. Onun, bir insana verilen en önemli görevlerden birinde gönüllü olarak Tanrı'ya hizmet edeceğini biliyordu.
Bunun yanında, O'nun yaşadıklarını hayal etmenizi istiyorum. Nişanlısı Yusuf, aldatıldığını düşünebilirdi. Hissettiği psikolojik baskıyı hayal edin. Fakat, Yusuf'a da Rab konuştu ve Meryem'in kötü bir şey yapmadığını söyledi.
Sonrasını düşünün. Aile baskısı, çevre baskısı.. Evliliklerinden birkaç ay önce doğan bir çocuk. Bulundukları köyde yaşadıkları.. Gerçekten bu zorluklara "Evet" demişti Meryem. Büyük bir kalbe sahipti.. Şuan günümüzde bile, Hz. Meryem'e iftira atılıyor.. Fakat İsa Mesih'in kim olduğunu, neler yaptığını görmezden gelerek bu iftiraları atıyorlar. Konumuza dönelim..
"Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. Ama böyle düşünmesi üzerine Rab'bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: “Davut oğlu Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır." (Matta 1:19-20)
Tanrı, itaatimize ve güvenimize bakar; genellikle insanların önemli gördüğü niteliklere değil. Tanrı, kendisine hizmet etmesi için genellikle en olası gözükmeyen kişileri kullanır. Hz. Musa, kekemeydi. Hz. Davut, çok genç bir çobandı. Havari Petrus, balıkçıydı. İman kahramanlarından Mecdelli Meryem, geçmişte fahişeydi ve cinlere tutsaktı. Fakat bu kişiler, dünyayı; dünyaları değiştirdiler. Birçok yüreğe dokundular.
Hz. Meryem, İsa Mesih'in Takipçisiydi
Meryem, Cebrail'in duyurusunu kabul ederken, her şeyi hemen anlamadı. Tıpkı bizim gibi, biz de hayatlarımızda bazen Rab'bi tam olarak anlamayabiliyoruz. Fakat sonradan idrak edebiliyoruz.
İncil bize onun açık, öğrenen bir tutum sergilediğini gösteriyor; İsa'nın hayatındaki olayları derinlemesine düşünüyordu. Elizabeth, onu selamladığında inancına tanıklık etti: "İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab'bin ona söylediği sözler gerçekleşecektir." (Luka 1:45)
Yuhanna 2'de, Kana'daki düğünde, İsa'nın kim olduğunu biliyordu ve doğru olanı yapacağına güveniyordu. Düğünden sonra, o ve kardeşleri onunla birlikte Kefarnahum'a gitti. (Yuhanna 2:12)
İsa acı çekerken ve ölürken çarmıhın yanında durdu. İsa'nın en cesur takipçilerinden biriydi.
Hizmeti, tutuklanması, çarmıha gerilmesi, dirilişi ve göğe çıkışı boyunca onunla birlikte kaldı.
Meryem, Pentikost'ta (Kutsal Ruh'un imanlılara gelişi) odadaydı. (Elçilerin İşleri 2)
İsa'nın göğe çıkışından sonra öğrencileriyle bir araya geldi ve İsa'nın, Kudüs'te beklemeleri yönündeki talimatına uydu. O (Luka 8:1-3’teki kadınlarla birlikte) hayatının geri kalanında, Ruh tarafından meshedilmiş, sadık bir takipçi olarak kaldı.
"Korkma Meryem.."
Kutsal Yazılar boyunca, Meryem'in bir insan olmanın getirdiği gerçek mücadeleleri deneyimlediğini görüyoruz. Kendi Kurtarıcıya yani Mesih'e olan ihtiyacını biliyordu. Mesih'i doğurdu, ancak bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı. Çünkü:
"Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar." (Romalılar 3:23-24)
Sonsuz bakire miydi, hayır. İsa Mesih'ten sonra, Hz. Meryem eşi Yusuf ile şu çocukları doğurdu:
Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda adlarında dört erkek (Matta 13:55) ve isimleri ve sayısı net belirtilmeyen kızlar. (Matta 13:56)
"Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı." (Matta 1:25)
"Ben Rab'bin kuluyum” dedi Meryem." (Luka 1:38)
Hristiyanlar, Hz. Meryem'e taparlar mı? Cevap hayır.
Kendi Hayatımıza Dair Neler Öğrenebiliriz?
Tanrı tarafından yüce bir çağrı için seçilmek, tam bir bağlılık; ve Kurtarıcısına olan sevgi ve bağlılık uğruna her şeyi feda etmeye istekli olmayı gerektirir.
"Meryem de şöyle dedi:
“Canım Rab'bi yüceltir;
Ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar." (Luka 1:46-47)