İsa neden Tanrı'ya dua ediyor? İsa Mesih Tanrı'ysa, neden dua ediyor? İsa Mesih kime dua ediyor?
Öncelikle, soruyu soran değerli kardeşimize teşekkür ediyoruz. Kendisinin sorusu "İsa neden İncil'de Tanrı'ya dua ediyor?" şeklindeydi. Fakat genel sorgulamalar "İsa Mesih Rab'se, Tanrı'ysa neden dua ediyor? İsa Mesih Tanrıysa kendi kendine mi dua ediyor?" şeklinde gerçekleşiyor.
Cevabına birlikte bakalım:
İsa Mesih %100 insan bedenine bürünmüş, %100 Tanrı'dır.
İncil bu iki gerçek hakkında nettir:
Tek bir Tanrı vardır ve İsa Mesih o tek Tanrı'dır.
İsa sadece Tanrı değildir; İncil onun aynı zamanda Tanrı'nın Oğlu olduğunu söyler. Bu, beden aldığından dolayıdır. Tanrı Ruh'u doğurmuş veya doğrulmamıştır, cinsel ilişki neticesinde ortaya çıkan oğul, evlat anlamında değildir. Fakat Tanrı Söz'ü, beden alıp bir bakireden dünyaya gelmiştir. Çünkü, binlerce yıldır Tevrat'ta Kurtarıcı'nın nasıl geleceği yazılıdır. Eğer birden beden alıp insanların ortasına ışınlansaydı, O'nun gerçekten Mesih olup olamayacağını bilemezdik. Fakat bizim uğrumuza nasıl kurban olacağını, bu dünyaya nasıl geleceğini peygamberler aracılığıyla bildirdi. Yuhanna 1. bölümü de okumanızı özellikle tavsiye ederek, alta bırakıyoruz. Tıklayarak açabilirsiniz:
Yuhanna 1:1-18
"Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. 5Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.
Tanrı'nın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı. Tanıklık amacıyla, ışığa tanıklık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. Kendisi ışık değildi, ama ışığa tanıklık etmeye geldi. Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. O, dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular.
Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini –Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini– gördük. Yahya O'na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: “ ‘Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı’ diye sözünü ettiğim kişi budur.”
Nitekim hepimiz O'nun doluluğundan lütuf üzerine lütuf aldık. Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi. Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O'nu tanıttı."
Yuhanna 3:16'yı düşünün:
"Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun."
İsa Mesih, Tanrı'ya (Özüne) Baba dedi, insan bedeni olarak O'na seslendi ve Kutsal Ruh hakkında da söyleyecek çok şeyi vardı. Dolayısıyla, İsa tam ve gerçek anlamda Tanrı olsa da, Tanrı'nın Oğlu'dur çünkü insan bedenindedir.
İsa gerçek anlamda Tanrı'dır, ancak Beytlehem'de doğduğunda bir insan bedeninde dünyaya gelmiştir. İsa sahte bir insan değildir. O tam bir insan bedeni aldı ve hayatını tıpkı sizin ve benim gibi yaşadı. Kendini kurban sunusu olarak sunmadan önce, bir meslekte çalıştı. Yemek yedi, su içti ve uyudu. Zorluklar yaşadı.
Baba Tanrı'nın Söz'üne, Oğlu'na verdiği görev için İsa'nın hayatını tıpkı sizin ve benim gibi diğer insanlar gibi yaşaması önemliydi. Kısa yollar veya kolay yollar yoktu. Bizim yerimizi alması için, bizim gibi olması gerekiyordu.
Siz veya ben bir süre yemek yemediğimizde, acıkır ve güçsüzleşiriz. Çok çalışırsak veya uykusuz kalırsak, yoruluruz. Biri bize vurduğunda, canımız yanar ve bazen bir tarafımız kanar. İsa gerçekten insan olduğu için; o da acıktı, yoruldu ve incindi. Çarmıha gerildiğinde, o kadar kötü yaralandı ve o kadar çok kan kaybetti ki, bedensel olarak (insani yönü) öldü.
Bu, üçlübirlik (teslis) olarak bilinen şeyin gizemidir. Derin bir gizem olan İsa Mesih hem tam anlamıyla insan hem de tam anlamıyla Tanrı'dır. Bu, zaman zaman O'nun insanlığından bahsettiğimiz anlamına gelir. Evet, Tanrı'nın bağımlı olduğunu söyleyemeyiz. O halde İsa'nın Tanrısallığından bahsettiğimizde, O'nun bağımlı olduğunu iddia etmiyoruz. Tanrı'nın Oğlu tam anlamıyla insan bedenini aldı ve tüm bunlar bunu gerektirir. Bu bağlamda, Tanrı'nın Oğlu'nun (insan bedeninin) tamamen Baba'ya bağımlı olduğunu söyleyebiliriz.
İsa Mesih, Neden Dua Ediyordu?
Tüm insanların yapması gereken tek şey, yaratıcısına dua etmektir. İsa'dan daha iyi dua eden kimse yoktu. İsa dua ettiğinde kendi kendine konuşmazdı.Baba'ya dua ederdi. İşte İsa'nın tamamen Tanrı olmasına rağmen, insan bedeninde Tanrı'ya dua etmesinin nedenleri:
1) İsa dua etti, çünkü o Baba'ya güveniyordu
İsa Mesih yani Tanrı Söz'ü, yalnızca Baba'nın kendisinden yapmasını istediği şeyi yapmak için geldi. (Yuhanna 6:38)
Bir keresinde, tüm hayatı boyunca yürüyemeyen bir adamı iyileştirdikten hemen sonra, İsa kendi başına bedensel olarak hiçbir şey yapamayacağını, yalnızca Baba'nın yaptığını söyledi. ( Yuhanna 5:19, Yuh. 5:30) "Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar." (Yuhanna 5:19)
İnsanları iyileştirmek gibi bazı zor şeyleri yapmak için dua etmenin gerekli olduğunu bizlere öğretti.(Markos 9:29)
Ve tutuklandığı gece, İsa Getsemani bahçesine gitti ve hararetle dua etti. (Matta 26:36)
2) İsa Mesih dua etti, çünkü insan bedeni olarak Baba'yla konuşmaktan zevk alıyordu
Belki de tüm İncil'deki en büyük dua, İsa'nın çarmıha gerilmesinden önceki gece ettiği duadır. (Yuhanna 17) Okumak için aşağıya tıklayıp açabilirsiniz:
Yuhanna 17:1-26
İsa bunları söyledikten sonra, gözlerini gökyüzüne kaldırıp şöyle dedi: “Baba, saat geldi. Oğlun'u yücelt ki, Oğul da seni yüceltsin. Çünkü sen O'na bütün insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O'na verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin. Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır. Yapmam için bana verdiğin işi tamamlamakla seni yeryüzünde yücelttim. 5Baba, dünya var olmadan önce ben senin yanındayken sahip olduğum yücelikle şimdi beni yanında yücelt.
“Dünyadan bana verdiğin insanlara senin adını açıkladım. Onlar senindiler, bana verdin ve senin sözüne uydular. Bana verdiğin her şeyin senden olduğunu şimdi biliyorlar. Çünkü bana ilettiğin sözleri onlara ilettim, onlar da kabul ettiler. Senden çıkıp geldiğimi gerçekten anladılar, beni senin gönderdiğine iman ettiler. Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğin kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir. Benim olan her şey senindir, seninkiler de benimdir. Ben onlarda yüceltildim. Ben artık dünyada değilim, ama onlar dünyadalar. Ben sana geliyorum. Kutsal Baba, onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar. Kendileriyle birlikte olduğum sürece, bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum. Kutsal Yazı yerine gelsin diye, mahva giden adamdan başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı.
“İşte şimdi sana geliyorum. Sevincimin onlarda tamamlanması için bunları ben dünyadayken söylüyorum. Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. Çünkü ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. Onları dünyadan uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. Ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim. Onlar da gerçekle kutsal kılınsınlar diye kendimi onların uğruna adıyorum.“Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin. Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar. Ben onlarda, sen bende olmak üzere tam bir birlik içinde bulunsunlar ki, dünya beni senin gönderdiğini, beni sevdiğin gibi onları da sevdiğini anlasın. Baba, bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını ve benim yüceliğimi, bana verdiğin yüceliği görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanın kuruluşundan önce sen beni sevdin. Adil Baba, dünya seni tanımıyor, ama ben seni tanıyorum. Bunlar da beni senin gönderdiğini biliyorlar. Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.”
İsa o duada kendisi için, ilk öğrencileri için ve sonra da sizin ve benim gibi tarihte daha sonra yaşayacak olan Hristiyanlar için dua etti. İsa, Baba ile konuşabilmeyi bir ayrıcalık olarak gördü ve sizin ve benim gibi insanlar için dua etmekten heyecan duydu.
3) İsa Mesih, bizlere nasıl dua etmemiz gerektiğini öğretti
Öğrencileri bir keresinde ondan kendilerine nasıl dua edeceklerini öğretmesini istediler. İsa'nın onlara öğrettiği dua Matta 6:9-13'te bulunur. O zamandan beri, Hristiyanlar bu duaya "Rab'bin Duası" adını verdiler. O bize, bir şema sundu.
İsa bize sadece doğru kelimeleri söylemekten daha fazlasını, hayatı boyunca duanın ne kadar önemli olduğunu öğretti. Sabahın erken saatlerinde kendi başına dua etmeyi severdi. (Markos 1:35)
İsa'nın sık sık kendi başına gidip dua ettiğini söylediğimi hatırlıyor musunuz? Bunu yaptığında, İsa'nın öğrencileri onu izliyorlardı. Hiç kimsenin Baba ile İsa'dan daha yakın bir ilişkisi olmadığını biliyorlardı. Eğer İsa için dua etmek önemliyse, o zaman bizim için de önemli olması gerektiğini öğrendiler.
Üçlübirlik konusunu, hiçbir zaman %100 anlayamayacaksınız. Fakat, O'na iman edince, bu sır sizin yüreğinize gittikçe daha fazla açılacaktır. Dua ederken, Rab'bin Kutsal Ruh'unu davet etmeyi unutmayın. O size öğretsin.
Evreni, kainatı yaratan Tanrı'nın yapısını %100 anlayamamamız çok doğaldır. Çünkü o sonsuz, aklımızın alamayacağı kapasitededir. Kendini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olarak tanıtmıştır ve tek olan Tanrı'dır.
İsa Mesih'in Üçlübirlik konusundaki yeri ilginizi çektiyse izlemek için:
Dua konusunda birkaç sözle bitirmek istiyoruz:
Dua, Tanrı ile samimiyetle konuşmaktır.
O bizimle konuşur: biz dinleriz.
Biz O'na konuşuruz: O dinler.
İki yönlü bir süreçtir:
Konuşma ve dinleme..